rahat uyu atam..
5 posters
bu foruma her girdiğimizde atamızı analım..
éCém- Süper Mod
- Mesaj Sayısı : 47
Kayıt tarihi : 21/08/09
ωαмριяéℓℓα- Admin
- Mesaj Sayısı : 69
Kayıt tarihi : 20/08/09
Yaş : 28
Nerden : Edirne-İpsala
atam izindeyiz !
VaTaN78 MeKaN67- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 39
Kayıt tarihi : 22/08/09
Yaş : 29
Nerden : ZoNGuLDaK/eReĞLi
ah keşke atamız hayatta olsaydıda şu tayyipi indirseydik oradan kemikleri sızlıyordur atamızın bir tek satamadığı bağımsızlığımız atam onuda para veren yok diye...
alone_warrior- Prens
- Mesaj Sayısı : 20
Kayıt tarihi : 23/08/09
[b]atam izindeyiz üzülme vatanımızı tayip'e vermeyiz [/b]
SkY93- Yönetici
- Mesaj Sayısı : 34
Kayıt tarihi : 21/08/09
Yaş : 31
Nerden : Safranbolu/KARABÜK
Arkadaşlar tayyip ve onun gibileri indirmek için şimdilik yapabileceklerimiz arasında derslerimizin hakkını verip düzgün bir meslek sahibi olabilmek için uğraşmak..Bunu yaparkende çevremizdekileri aydınlatmak için uğraşmalıyız.seviyeli tartışmalar yapabiliriz.bu konu hakkında bir pano açalım..
VaTaN78 MeKaN67- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 39
Kayıt tarihi : 22/08/09
Yaş : 29
Nerden : ZoNGuLDaK/eReĞLi
GAZİYE PEYNİR GETİREN TEYZE
Gazi Çiftliğinde dolaşıp hava
alırken oldukça yaşlı bir kadına
rasladık. Atatürk attan inerek bu ihiyar
kadının yanına sokuldu.
- Merhaba nine
Kadın Ata'nın yüzüne bakarak hafif bir
sesle;
- Merhaba dedi.
- Nereden gelip nereye gidiyorsun? Kadın
şöyle bir duralayıp,
- Neden sordun ki, dedi. Buraların
sabısı mısın? Yoksa bekçisi mi?
Paşa gülümsedi.
- Ne sahibiyim ne de bekçisiyim nine. Bu topraklar
Türk milletinin
malıdır. Buranın bekçisi de Türk
milletinin kendisidir. Şimdi
nereden gelip nereye gittiğini söyleyecek misin?
Kadın başını
salladı.
- Tabii söyleyeceğim, ben Sincan'ın
köylerindenim bey, otun güç
bittiği, atın geç yetişdiği kavruk
köylerinden birindeyim. Bizim
mıhtar bana bilet aldı trene bindirdi, kodum
Angara'ya geldim.
- Muhtar niçin Ankara'ya gönderdi seni?
- Gazi Paşamızı görmem için.
Başını pek ağrıttım
da....Benim iki
oğlum gavur harbinde şehit düştü.
Memleketi gavurdan kurtaran kişiyi
bir kez görmeden ölmeyeyim diye hep dua ettim durdum.
Rüyalarıma
girdi Gazi Paşa. Bende gün demeyip mıhtara
anlatınca, o da bana
bilet alıverip saldı Angaraya, giceleyin
geldimdi. Yolu neyi de
bilemediğimden işte ağşamdan belli
böyle kendimi ordan oraya vurup
duruyom bey.
- Senin Gazi Paşa'dan başka bir isteğin
var mı? Kadını birden yüzü
sertleşti.
- Tövbe de bey tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki...O
bizim
vatanımızı gurtardı. Bizi
düşmanın elinden kurtardı.
Şehitlerimizin
mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne
isteyebilirim ondan? Onun
sayesinde şimdi istediğimiz gibi
yaşıyoruz. Şunun bunun gavur
dölünün köpeği olmaktan onun sayesinde
kurtulmadık mı? Buralara bir
defa yüzünü görmek, ona sağol paşam! Demek
için düştüm. Onu görmeden
ölürsem gözlerim açık gidecek. Sen efendi bir
adama benziyon, bana
bir yardım ediver de Gazi Paşayı
bulacağım yeri deyiver. Atatürk'ün
gözleri dolu dolu olmuştu, çok
duygulandığı her halinden belliydi.
Bana dönerek,
- Görüyorsun ya Gökçen, işte bu bizim
insanımızdır...Benim köylüm,
benim vefalı Türk anamdır bu. Attan indim.
Yaşlı kadının elini
tuttum anacığım dedim, sen gökte
aradığını yerde buldun,
rüyalarını
süsleyen, seni buralara kadar koşturan Gazi
Paşa yani Atatürk işte
karşında duruyor.
Köylü kadın bu sözleri duyunca
şaşkına döndü. Elindeki
değneği yere
fırlatıp, Atatürk'ün ellerine
sarıldı. Görülecek bir manzaraydı bu.
İkisi de ağlıyordu. İki Türk
insanı biri kurtarıcı, biri
kurtarılan,
ana oğul gibi sarmaş dolaş
ağlıyorlardı. Yaşlı
kadın belki on defa
öptü atanın ellerini. Ata da onun ellerini öptü.
Sonra heybesinden
küçük bir paket çıkarttı. Daha doğrusu
beze sarılmış bir köy
peyniri. Bunu Atatürk'e uzattı;
- Tek ineğimim sütünden kendi ellerimle
yaptım Gazi Paşa, bunu sana
hediye getirdim. Seversen gene yapıp getiririm.
Paşa hemen orada
bezi açıp peyniri yedi. Çok beğendiğini
söyledi.
Sonra birlikte köşke kadar gittik. Oradakilere
şu emri verdi;
"Bu anamızı alın burada iki gün konuk
edin. Sonra köyüne götürün.
Giderken de kendisine üç inek verin benim
armağanım olsun."
Gazi Çiftliğinde dolaşıp hava
alırken oldukça yaşlı bir kadına
rasladık. Atatürk attan inerek bu ihiyar
kadının yanına sokuldu.
- Merhaba nine
Kadın Ata'nın yüzüne bakarak hafif bir
sesle;
- Merhaba dedi.
- Nereden gelip nereye gidiyorsun? Kadın
şöyle bir duralayıp,
- Neden sordun ki, dedi. Buraların
sabısı mısın? Yoksa bekçisi mi?
Paşa gülümsedi.
- Ne sahibiyim ne de bekçisiyim nine. Bu topraklar
Türk milletinin
malıdır. Buranın bekçisi de Türk
milletinin kendisidir. Şimdi
nereden gelip nereye gittiğini söyleyecek misin?
Kadın başını
salladı.
- Tabii söyleyeceğim, ben Sincan'ın
köylerindenim bey, otun güç
bittiği, atın geç yetişdiği kavruk
köylerinden birindeyim. Bizim
mıhtar bana bilet aldı trene bindirdi, kodum
Angara'ya geldim.
- Muhtar niçin Ankara'ya gönderdi seni?
- Gazi Paşamızı görmem için.
Başını pek ağrıttım
da....Benim iki
oğlum gavur harbinde şehit düştü.
Memleketi gavurdan kurtaran kişiyi
bir kez görmeden ölmeyeyim diye hep dua ettim durdum.
Rüyalarıma
girdi Gazi Paşa. Bende gün demeyip mıhtara
anlatınca, o da bana
bilet alıverip saldı Angaraya, giceleyin
geldimdi. Yolu neyi de
bilemediğimden işte ağşamdan belli
böyle kendimi ordan oraya vurup
duruyom bey.
- Senin Gazi Paşa'dan başka bir isteğin
var mı? Kadını birden yüzü
sertleşti.
- Tövbe de bey tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki...O
bizim
vatanımızı gurtardı. Bizi
düşmanın elinden kurtardı.
Şehitlerimizin
mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne
isteyebilirim ondan? Onun
sayesinde şimdi istediğimiz gibi
yaşıyoruz. Şunun bunun gavur
dölünün köpeği olmaktan onun sayesinde
kurtulmadık mı? Buralara bir
defa yüzünü görmek, ona sağol paşam! Demek
için düştüm. Onu görmeden
ölürsem gözlerim açık gidecek. Sen efendi bir
adama benziyon, bana
bir yardım ediver de Gazi Paşayı
bulacağım yeri deyiver. Atatürk'ün
gözleri dolu dolu olmuştu, çok
duygulandığı her halinden belliydi.
Bana dönerek,
- Görüyorsun ya Gökçen, işte bu bizim
insanımızdır...Benim köylüm,
benim vefalı Türk anamdır bu. Attan indim.
Yaşlı kadının elini
tuttum anacığım dedim, sen gökte
aradığını yerde buldun,
rüyalarını
süsleyen, seni buralara kadar koşturan Gazi
Paşa yani Atatürk işte
karşında duruyor.
Köylü kadın bu sözleri duyunca
şaşkına döndü. Elindeki
değneği yere
fırlatıp, Atatürk'ün ellerine
sarıldı. Görülecek bir manzaraydı bu.
İkisi de ağlıyordu. İki Türk
insanı biri kurtarıcı, biri
kurtarılan,
ana oğul gibi sarmaş dolaş
ağlıyorlardı. Yaşlı
kadın belki on defa
öptü atanın ellerini. Ata da onun ellerini öptü.
Sonra heybesinden
küçük bir paket çıkarttı. Daha doğrusu
beze sarılmış bir köy
peyniri. Bunu Atatürk'e uzattı;
- Tek ineğimim sütünden kendi ellerimle
yaptım Gazi Paşa, bunu sana
hediye getirdim. Seversen gene yapıp getiririm.
Paşa hemen orada
bezi açıp peyniri yedi. Çok beğendiğini
söyledi.
Sonra birlikte köşke kadar gittik. Oradakilere
şu emri verdi;
"Bu anamızı alın burada iki gün konuk
edin. Sonra köyüne götürün.
Giderken de kendisine üç inek verin benim
armağanım olsun."
VaTaN78 MeKaN67- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 39
Kayıt tarihi : 22/08/09
Yaş : 29
Nerden : ZoNGuLDaK/eReĞLi
BU MİLLETVEKİLİ AYRICALIĞINI HİÇ BEĞENMEDİM..
Atatürk bir sabah florya’dan dolmabahçe sarayina dönüyor. Yesilköy istasyonunun önünden geçerken birdenbire otomobili durduruyor ve basyaver’e:
- sorunuz, tren var mi? Diye emir veriyor.
O sirada tren hemen hareket etmek üzeredir, hep birlikte otomobilden inip yanindakilerle trene biniyor. Karar ani verildigi ve tatbik edildigi için bu trene binis hemen kimsenin nazari dikkatini çekmiyor. Bir müddet sonra, her seyden habersiz olan kondüktör ata’nin bulundugu kompartimana geliyor. Kafileyi görünce çekilmek istiyor. Ata hemen sesleniyor;
- vazifeni yap! (yanindakileri göstererek) bu efendilere niçin bilet sormuyorsun?
Yanindakiler cevap verirler.
- pasam biz mebusuz. Tren bileti almayiz. Parasiz seyehat ederiz.
Ata hayretle:
- bu imtiyazi hiç begenmedim, der. Çok ayip ve acayip bir kaide. Çok güzel halkçilik!
Atatürk bir sabah florya’dan dolmabahçe sarayina dönüyor. Yesilköy istasyonunun önünden geçerken birdenbire otomobili durduruyor ve basyaver’e:
- sorunuz, tren var mi? Diye emir veriyor.
O sirada tren hemen hareket etmek üzeredir, hep birlikte otomobilden inip yanindakilerle trene biniyor. Karar ani verildigi ve tatbik edildigi için bu trene binis hemen kimsenin nazari dikkatini çekmiyor. Bir müddet sonra, her seyden habersiz olan kondüktör ata’nin bulundugu kompartimana geliyor. Kafileyi görünce çekilmek istiyor. Ata hemen sesleniyor;
- vazifeni yap! (yanindakileri göstererek) bu efendilere niçin bilet sormuyorsun?
Yanindakiler cevap verirler.
- pasam biz mebusuz. Tren bileti almayiz. Parasiz seyehat ederiz.
Ata hayretle:
- bu imtiyazi hiç begenmedim, der. Çok ayip ve acayip bir kaide. Çok güzel halkçilik!
VaTaN78 MeKaN67- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 39
Kayıt tarihi : 22/08/09
Yaş : 29
Nerden : ZoNGuLDaK/eReĞLi
SkY93- Yönetici
- Mesaj Sayısı : 34
Kayıt tarihi : 21/08/09
Yaş : 31
Nerden : Safranbolu/KARABÜK
BaRıŞ GüZeL PaYLaŞıM TeBRiKLeR..
VaTaN78 MeKaN67- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 39
Kayıt tarihi : 22/08/09
Yaş : 29
Nerden : ZoNGuLDaK/eReĞLi
SaoL kuzen
alone_warrior- Prens
- Mesaj Sayısı : 20
Kayıt tarihi : 23/08/09
8 temmuz 1919 gübü sabaha karşı... Erzurum Kongresi bitmiş Sivas Kongresinin hazırlıkları ile uğraşılıyor. Yurdun kurtarılması için hemen hemen hiç umut yok. Yalnız O ve birkaç arkadaşı herkesi zafere inandırmaya çalışıyor. Ama buna inananlar çok az. Atatürk, yakın arkadaşı Mazhar Müfit(Kansu) Bey'e yaz diyor. Bundan sonrasını Mazhar Müfit Beyden dinleyelim:
''-Zaferden sonra hükümet şekli cumhuriyet olacaktır. Bunu size daha önce de bir sorunuz dolayısıyla söylemiştim. Bu bir.
İki: Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince gerekli işlem yapılacaktır.
Üç: Tesettür kalkacaktır.
Dört: Fes kalkacak uygar uluslar gibi şapka giyilecektir.
Bu anda kalem elimden düştü. Yüzüne baktım. O da benim yüzüme baktı. Bu, gözlerin bir takılışta birbirine çok şey anlatan konuşmasıydı. Paşa ile zaman zaman senli benli konuşmaktan çekinmezdim.
-Neden durakladın?
Deyince
-Darılma ama Paşam, sizinde hayalci yanlarınız var.
Dedim. Gülerek:
-Bunu zaman belirtir sen yaz...
Dedi. Yazmaya devam ettim:
-Beş. Latin harfleri kabul edilecek.
-Paşam yeter, yeter.
Dedim ve biraz da hayal ile uğraşmaktan bıkmış bir insan edası ile :
-Cumhuriyet ilanını başaralım da, üst yanı yeter.
Diyerek defterimi kapattım...''
İşte Atatürk'e ''Tek Adam'' denilmesinin sebeplerinden biri daha... En yakın dostları dahi ileride gerçekleşecek bu devrimlere hayal gözüyle bakıyordu. Atatürk'ün başarıdan her zaman emin, tam gerçekçi bir hesap adamı olması, neyin ne biçimde ve hangi anda yapılacağını çok önceden bilmesi Büyük Türk Devriminin başarılı olmasının en büyük etkenlerinden birisidir.
''-Zaferden sonra hükümet şekli cumhuriyet olacaktır. Bunu size daha önce de bir sorunuz dolayısıyla söylemiştim. Bu bir.
İki: Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince gerekli işlem yapılacaktır.
Üç: Tesettür kalkacaktır.
Dört: Fes kalkacak uygar uluslar gibi şapka giyilecektir.
Bu anda kalem elimden düştü. Yüzüne baktım. O da benim yüzüme baktı. Bu, gözlerin bir takılışta birbirine çok şey anlatan konuşmasıydı. Paşa ile zaman zaman senli benli konuşmaktan çekinmezdim.
-Neden durakladın?
Deyince
-Darılma ama Paşam, sizinde hayalci yanlarınız var.
Dedim. Gülerek:
-Bunu zaman belirtir sen yaz...
Dedi. Yazmaya devam ettim:
-Beş. Latin harfleri kabul edilecek.
-Paşam yeter, yeter.
Dedim ve biraz da hayal ile uğraşmaktan bıkmış bir insan edası ile :
-Cumhuriyet ilanını başaralım da, üst yanı yeter.
Diyerek defterimi kapattım...''
İşte Atatürk'e ''Tek Adam'' denilmesinin sebeplerinden biri daha... En yakın dostları dahi ileride gerçekleşecek bu devrimlere hayal gözüyle bakıyordu. Atatürk'ün başarıdan her zaman emin, tam gerçekçi bir hesap adamı olması, neyin ne biçimde ve hangi anda yapılacağını çok önceden bilmesi Büyük Türk Devriminin başarılı olmasının en büyük etkenlerinden birisidir.
ωαмριяéℓℓα- Admin
- Mesaj Sayısı : 69
Kayıt tarihi : 20/08/09
Yaş : 28
Nerden : Edirne-İpsala
Musti*m güzeL payLasım tebrikLer (:
VaTaN78 MeKaN67- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 39
Kayıt tarihi : 22/08/09
Yaş : 29
Nerden : ZoNGuLDaK/eReĞLi
Aynen üstad ellerine sağlık...
alone_warrior- Prens
- Mesaj Sayısı : 20
Kayıt tarihi : 23/08/09
Saolun Ama Atamız İçn Az Bile O Hrşeyi Hak Ediyo